Sosyal Medya

Güncel

1919 Ramazan’ından Bir Diriliş Muştusu: Bayram Hediyesi

Tarihimizde çok fazla sıkıntılı, hüzünlü badireler atlatılan günler olmuştur. Ama bu günleri telafi edecek, imanı diri tutacak eserler de yayımlanmıştır. Bayram Hediyesi gibi… Kâmil Büyüker yazdı.



Tam her ÅŸey bitti, yıkıldık derken, bir mahalle camiinden kudretli bir vaiz, ümitsizlik bizim kitabımızda yazmaz, demiÅŸtir. Bir baÅŸka kudretli kalem mecmuasında “hayır, inanıyorsanız güçlüsünüz” hitabını yüksek sesle dile getirmiÅŸtir. Ä°ÅŸte tam da böyle bir zamanda, 1919 yılı Ramazan’ında yani Ä°stanbul’un iÅŸgal altında olduÄŸu, Birinci Dünya Savaşının bittiÄŸi ve Osmanlı Ä°mparatorluÄŸunun çöktüğü, toplumda ümitsizliÄŸin hakim olduÄŸu demlerde özellikle Osmanlı donanmasını resimleyen Bahriye Matbaası’nda çalışan ressam Hüseyin Hüsnü Tengüz “Bedâyi-i Âsâr-ı Osmâniyye” (Haz. Ahmet Taha TaÅŸdelen, Yusuf Ãœnal) isimli bir eser kaleme alır. “Bayram Hediyesi” (2013, 160 s.) adıyla Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi Kültür AÅž. Yayınları arasından tekrar yayımlanan eser peki hangi saikle yazılmıştır?

Hüsnü Bey, bu eseri 1919 Ramazanında hem savaÅŸ, arkasından Ä°stanbul’un iÅŸgali sonrası umutsuzluk havasını kırmak ve ÅŸehrin Türk ve Müslüman kimliÄŸini haykıran bir eser yapmak niyeti ile yazmıştır. Åžu ifadeler kendisine ait: “Ne yazık ki Ä°stanbul düşman iÅŸgaline uÄŸramış ve Donanma Cemiyeti laÄŸvedilmiÅŸti. Pek acı bir hayal kırıklığına uÄŸramış ve ümitsizliÄŸe düşmüştüm. Kalbimin kasvetini hafifletmek için kendimi bir iÅŸle oyalamak istiyordum. Ä°stanbul, Edirne ve Bursa’daki mabetlerimizin resim, kroki ve yazılarıyla çokluÄŸunu göstermek, bu memleketlerin öz Türk yurdu olduÄŸunu cihana tanıtmak gayesiyle bir kitap çıkarmaya kalkıştım. Ben de bu suretle vatana bir hizmette bulunmuÅŸ olacağımı tahmin ediyordum.” (s.21)

Ecdad neden adım başı cami yapmış?

Hüsnü Tengüz’ün bu eseri 70 kadar tamamen kendi elinden çıkma tarama resimle basılmış, ülkemizde sanat tarihi açısından ilk resimli kaynak olma özelliÄŸini taşıyan kitap olma vasfını da barındırıyor. Ä°lk yayımlandığı H.1335/M. 1919 tarihinde Bahriye matbaasında çıkan yangından sonra çok az bir kitap kurtulabilmiÅŸ. Kitabı ayrıcalıklı kılan hususlardan bazıları da 14. yüzyıldan 19. yüzyıl sonlarına kadar Osmanlı padiÅŸahları tarafından yaptırılmış 42 caminin kronolojik olarak kitapta yer alması, bunun yanında anlatılan yapının coÄŸrafi konumu, mimari tanımı, bânisi, kitabe metinleri, haziresi, yapılarla ilgili ÅŸiirler ve tasavvuf kültürüne de yer verilmiÅŸ olmasıdır.

Hüsnü Tengüz bütün bunları naif bir Türkçe ile tarihe, kültüre, coÄŸrafyaya aÅŸina bir bilgi ve birikimle kaleme almış. Eserinin giriÅŸinde yazdığı ÅŸu cümleler de onun ince bakış açısı, din ve tarih ÅŸuurunun göstergesidir: “Cevahir-i nâdide-i Osmâniyye’yi ihtiva ettiÄŸi için şüphesizdir ki Osmanlıların nezdinde bundan ziyade makbule geçecek bir hediye tasavvur edilemez. Ecdadımız, emr-i dinden bir hatve bile inhirâf etmememiz için adım başına cami yapmışlardır. Allah’ını, dinini unutan her millet ahlaken sukût ve inkıraza mahkum olageldiÄŸi müsellem bulunduÄŸuna nazaran; onlar bizi bu en mühlik badireden korumak istemiÅŸlerdir.” (s.35)

Hüsnü bey ecdadın eserlerindeki muradı dile getirip, asıl maksadın birer işaret taşı gibi bizim sapmamız, dinden uzaklaşmamız için yapılmaları olduğunu ifade ediyor. Yerli yersiz Osmanlı neden bu kadar çok cami yapmış diyenlerin bu şerhi okumalarında fayda var.

1919 yılından bir veri: Nefs-i Ä°stanbul’da 900 cami

Kitabın hazırlandığı demlerde arkadaşı Süheyl Ãœnver’e 23 Mayıs 1919 tarihinde bir mektup yazan Hüsnü Tengüz, büyük bir tevazu ile ÅŸu cümleleri de sarf eder: “Bir hizmeti-i diniyede bulunmak emeliyle kartpostallardan ÅŸuradan buradan cevâmi-i ÅŸerifenin resimlerini topladım. Yazı yazacak bir refik aradım. Bulamadığımdan hiç ehli olmadığım halde o iÅŸi de deruhte etmeye mecbur oldum.” (s.25)

 

 

Kitap hazırlanırken Evliya ÇelebiÄ°smail BeliÄŸ’in Tarih-i Bursa, Hüseyin Zekai PaÅŸa’nın Mübeccel Hazineler, Celal Esad Arseven’in Eski Ä°stanbul Âbidat ve Mebânisi adlı temel eserlerden yararlanılmış. Kitabın sonundaki harita da baÅŸlı başına bir belge mahiyetinde. Haritada o günün Ä°stanbul’unda yer alan 489 cami iÅŸaretlenerek kitabın sonuna ek olarak konulmuÅŸ.

Kitapta Eski Cami, YeÅŸil Cami, Muradiye Camii, Fatih Camii, Eyüp Sultan, Ayasofya, Laleli Camii, Hıka-i Saadet Camii, Orhaniye gibi 42 cami yer almış. Bir meydan okuma, karşı duruÅŸ olarak yıkılmadık ayaktayız dercesine neÅŸredilen eserin sonunda Hüsnü Tengüz ilginç bir anektod da aktarmış. O tarihte “nefs-i istanbul’da 500 ve mülhakatıyla beraber 900 yalnız cami-i ÅŸerif ve 300’den ziyade tekke mevcuttur.” ÅŸeklinde bir gerçeÄŸi de paylaÅŸmış.

Amin denilecek bir dua…

Hüsnü Tengüz’ün kitabın hâtimesinde yaptığı duası ÅŸu ramazan da bizim de duamız olsun: “Heman Cenab-ı Hak tevfikini rehber ve bilâd-ı Osmaniyye’yi içinde bulunduÄŸu âlâm-ı hatar u kasvetten bir an evvel selâmet ü sürura eriÅŸtirsin.”

“Bedâyi-i Âsâr-ı Osmâniyye” sadece 1919 Ramazan’ını deÄŸil, içinde bulunduÄŸumuz yılgın ve hüzünlü Ramazanlarımızı da diriltecek bir soluÄŸa sahip.

Hüseyin Hüsnü Tengüz, Bayram Hediyesi, İBB Kültür AŞ Yayınları

 

Kâmil Büyüker

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.